Ana içeriğe atla

Dünya Hali-07 Haziran 2013

Ziynet ve takı eşyalarının iadesi davaları 

Ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi şartları
Boşanma davasıyla ziynet eşyalarının iadesi
Boşanma-ziynet eşyaları ve eşya tespiti talepleri
Ziynet eşyalarının iadesine ilişkin icra takibi
Ziynet ve çeyiz eşyası iadesi Yargıtay kararları
Ziynet eşyalarında ispat yükü
Ziynet eşyalarının mülkiyeti
Evlilikte bozdurulan takılar boşanma durumunda ne olacak



Av. Bedrettin Canbolat  
Yayından:
'' Bir ayrım yapmak lazım nişanlar ve düğünler diye. Nişanlanma evlenmenin bir ön hazırlığı ama bizim hukukumuz da her nişan mutlaka evlilikle bitmeyebilir ibaresi bulunmaktadır. Şimdi böyle olunca biz takıları ikiye ayırıyoruz. Ne zaman takıldı nişanda mı yoksa düğünde mi takıldı olarak ayırıyoruz. Nişanda takıldı ve nişan bozulursa o zaman hediyelerin iadesi diye bir dava var. Herken orada ne takmışsa geri alır. Bir de evlenme amacıyla yapılan düğünler vardır. Düğünde takılan takılar gelin hanıma bağış olarak kabul edilir. Bağış olduğu için takılan bütün ziynet eşyaları kadının hakkı sayılır.
Kadın evi terk ettiği zaman davaların en önemli özelliği olan ispat olayı vardır. Şimdi bir hanım evi terk ederken işte benim altınlarım orada kaldı dendiği zaman hâkim şöyle bir şey söyler. Ziynet eşyaları bir çamaşır makinesi ya da bir buzdolabı kadar ağır olmadığı için kadın ziynet eşyalarını alıp götürmüş olabilirsin diye bir karar verebilir. Ama darp edildim, tehdit edildim, korktum ziynet eşyalarımı almama mani oldular derseniz o zaman ayrı bir durum olur. Ama dövülme, darp ya da başka bir şey yok ise hâkim sen yanında götürmüşsün diye düşünür öyle karar verir.
Evli kadın kocasına ya da ailesine kötü davranıyorsa ve takıların geri alınabilmesi için bağıştan rücu şartları varsa o zaman takılar geri alınabilir. Ama bu iş o kadar basit değildir. Her öyle canı sıkılan küçük bir olay çıktı diye bağıştan rücu olamaz. Bağıştan rücu olayı gerçekten ciddi olması lazım, yani hak verecek şekilde olmalıdır. Bu tür davalarda ispat olmalıdır.''    

Av. Eyüb Sabri Canbolat
Yayından:
'' Türkiye’de ki kadınların ziynet eşyaları denince her ne kadar Hindistan kadar olmasa da bizim ülkemizde de yürüyen kuyumculuk meselesi vardır. Yani kollar artık pazılara kadar altın yani yürüyen mücevherat durumu var. Böyle olunca şimdi her ne kadar yeni evlenen kızlarımızda, gelinlerimizde bunu görmezsekte onun dışında ki yani taşrada ki insanlarımızın bir nevi kendilerini garanti altına alma gibi oluyor. Hatta çok yaşlılara sorduğunuz zaman artık o kollardan çıkmaz takılar ve takıldığı zaman bilekler inceydi ama yaşlanınca kemikler büyüyor, eller büyüyor, su topluyor teyze çıkarmıyorsun bunu kolundan diyorsun olsun bu benim kefem param olur diyor.
Ziynet önemlidir. Neden hem kadının aksesuarı hem de kadına yakışan bir şeydir. Ama şöyle de bir şey var ucuz bir takı değildir. Şimdi bir de düğünlerde takılan takılar eğer maddi durumunuz iyi değilse borçlanarak evleniyorsunuz. Yani takılan takılar bir nevi o işin garantisi oluyor. Kadına takılan takının kadının malı olduğu yerde, evlilik hayatı içinde sen ben kavramı olmadığı için bu sefer arabanın taksitini ödeyelim, kooperatife girelim şunu yapalım bunu yapalım derken takılar erimeye başlıyor, ama eriyen takılar kafada erimiyor. Böyle olunca da ayrı bir davaya dönüyor.
Şimdi boşanma olaylarında anlaşmalı boşanma olursa yani hem evliliği bitirmede, mal ve mülkte, tazminat olaylarında en önemlisi ziynet yani takılarda anlaşsalar da bu gün boşanmalarda takılara ilişkin bir kısım olmazdı. Ama şöyle düşünün bu gün bu ülkede eczaneler ve acil servisler dışında nöbetçi bulunan tek yer kuyumculardır. Boşanma olaylarında canı yanan insanın canının yanmasının 3 sebebi vardır. Bayan ise eğer, çocuğu baba’ya karşı silah olarak kullanır, iki ziynet yani takılar ve son olarak alınmış mal ve mülklerdir.
Kadın bir anda evden çıkıp giderse yani şiddet ya da başka bir olayla karşılaşıp evi terk eder ise ve kadında olması gereken mallar kadında değil ise mahkemece bunun tespiti yapılmalıdır. Tespiti yapılan malların yani ziynet eşyalarının kadına düğünde bağışlama olarak verildiği için kadının dava açma hakkı vardır. Bu dava boşanma davasından ayrı olarak açılmalıdır.
Kadın ailesine, kayınpederine ya da kayın validesine kötü davranıyorsa ve boşanma bu sebepten  ise ve kadın ağır küfür ve darp kullanmış ise mahkemece açılan dava sonucunda hâkim ziynet eşyalarını kadına vermeyebilir. Çünkü hâkim hem darp ediyorsun hem de ziynet eşyalarını üstleniyorsun diyerek kadına ziynet eşyalarını vermeyebilir. Tabi bu olaylar çok nadir gözüken olaylardır. Normalde ziynet eşyaları kadının hakkıdır.
Yetkili ve görevli mahkemeler ise herkes istediği yerde dava açma hakkına sahip değildir. Örneğin; İstanbul’a tatile gittiniz ve orada dava açmak istediniz mahkemeye başvurduğunuz zaman o davayı açamazsınız. Çünkü hem davanın işleyişi hem de hızlı yürümesi adına ikamet ettiğiniz yerde dava açabilirsiniz. Bir de ziynet eşyalarımı almak için icra davası açayım dediğinizde ceza mahkemesine başvurmanız gerekmektedir. Ama ziynet eşyaları davalarında icra davası açamazsınız ve ceza mahkemelerine başvuru yapamazsınız. Bu tür davalar aile mahkemelerinde açılmalıdır. Ceza mahkemesinde açarsanız dava yürümez ve orda ki hâkim görevden ret olunur.
Ziynet davaları açtığınız zaman davayı açtığınız gün ki mal değerlerini belirterek açmalısınız. Çünkü bir dava bazen 2 sene ya da daha fazla sürebiliyor. Bu yüzden davayı açtıktan sonra ziynet eşyasının değeri çıkabilir ya da arta bilir o zamana kadar. O yüzden davayı açtığınız tarihte değerleri de belirmelisiniz. Bir diğer ikinci konu ise bilirkişi incelmesidir. Düğünde çekilmiş videolar varsa bunlar incelenir kim ne taktı bunlar izlenir ya da nedimeler dediğimiz kişiler düğünde takılan eşyalardan haberdar oldukları için bunlar tanık olarak dinlenir. Bunlar sonucunda kara verilir.''


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVALARI PROTOKOL NASIL HAZIRLANMALIDIR Anlaşmalı Boşa...

2023 Yılı Harçlar ve Masrafları

MİRAS PAYI HAK EDENE VERMEK YA DA MAHRUM BIRAKMAK NASIL OLUR ?